Alevi vatandaşlarımızı hedef alan, ayrıştırıcı ve toplumsal barışı zedeleyici nefret söylemleri üzerine Munzur Üniversitesi’nden bir açıklama yapıldı.

Nüfusunun çoğunluğunun Alevi olan Tunceli’de, “Huzur Üniversitesi” anlayışıyla faaliyetlerini sürdüren Munzur Üniversitesi, Alevilik kültür ve irfanına dair görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.

Tarih boyunca Hz. Ali’nin adaleti ve cesareti, Hacı Bektaş-ı Veli’nin hoşgörü ve gönül zenginliği, Pir Sultan Abdal’ın direnci ve Seyyid Nesimi’nin aşkı, bu toprakların gönül haritasını aydınlatmış; insanlığın vicdanına ışık olmuştur.

Asırlardır süregelen bu Alevi-Bektaşî irfanı, eline, beline, diline sahip olmayı; insanı, yaratandan ötürü sevmeyi ve hakikat uğruna dimdik durmayı öğütleyerek toplumsal barışın, kardeşliğin ve merhametin sarsılmaz temellerini atmıştır.

Böylesi bir yolun evlatlarına ihanet yakıştırmak, hangi kelimeyle süslenirse süslensin hakikati yansıtmaz.

Hak yolunun talipleri, her devirde adaletin, merhametin ve kardeşliğin temsilcisi olmuş; gönüllerinde hıyanet değil, hak ve hakikat uğruna sadakat ve vefa yer bulmuştur.

Bütün bir toplumu töhmet altında bırakan, gönülleri ayrıştırmaya yönelen her söz, bu kadim öğretiye ve insanlığın ortak vicdanına yabancıdır; birliğin ve muhabbetin nurunu karartmaya gücü yetmez.

Bugün de bizlere düşen; Hz. Ali’nin “Sana eziyet edene dostça davran, güler yüz göster ki, utansın” hitabını yaşatmak, Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” çağrısını gönüllerimizde diri tutmak ve kardeşliğimizi, muhabbetimizi her zamankinden daha güçlü kılmaktır.

İrfanımızın ışığı, geçmişten geleceğe uzanan bu topraklarda barışın, adaletin ve hakikat aşkının bayrağı olarak ebediyen dalgalanacaktır.